DÜNYADA KAHVE KÜLTÜRÜ NASILDIR?

Yaşadığımız coğrafya, onlarca farklı kahve kültürüne ve her biri birbirinden lezzetli olan bambaşka kahve sunumlarına sahiptir. Renkli şuruplar, şekerlemeler, soslar ve süt aromalarıyla farklı farklı çeşitler oluşturulur ama kimisine göre en lezzetli kahve, sade kahvedir. Ancak her ülkenin kendisine has bir kahve kültürü bulunur. Kendi ülkemizden dışarıya, kahve kokulu bir yolculuğa çıkalım. Hiç dünyada kahve kültürü nasıldır, merak ettiniz mi?

İtalya 

 

Avrupalı dostlarımız olan İtalyanlar, Türk kültürüne benzeyen ama biraz değişiklik gösteren bir kahve kültürüne sahiptirler. Örneğin, Türk kahvesi bizde ne kadar yaygınsa onlarda da espresso içimi bir o kadar büyük bir alışkanlıktır.

Nasıl ki Türk kahvesi şekerlisinden Menengiç’ine farklı çeşitler gösteriyorsa, İtalyanların meşhur espresso kahvesi de bazı tatlandırıcı ekstralara sahiptir. Bazen bir dilim limon veya limon kabuğu ile servis edildiğine tanıklık edebilirsiniz.

Bir diğer kahve kültürü ise, İtalyanların meşhur cappuccino kahvesinin saatidir. Sabah öğününde tüketilen cappuccino siparişi yalnızca öğlene kadar alınır. Öğleden sonra İtalya’daki bir kahve dükkanında cappuccino bulabilmeniz pek mümkün olmaz.

Bizlerden farklı olarak, severek tükettiğimiz köpüklü latte ise onlarda yalnızca “süt” anlamına gelir. Latte siparişi vermek istiyorsanız, sütlü kahve istediğinizi belirtmeniz gerekir.

Vietnam 

En yüksek tadım notlarına sahip kahve çekirdeği türlerinden bir tanesi olan robusta, Vietnam’ın en çok ürettiği ve dünya çapında popülerliğe sahip çekirdeklerdendir. Bu nedenle Vietnam halkı kahveye ve kahve geleneklerine oldukça önem verirler.

Ancak Vietnam kahvesi, alışık olduğumuz kahvelerden oldukça farklıdır. Bunun sebebi ise özellikle sabahları tercih edilen bu kahvelerin içinde yumurta olmasından kaynaklıdır. Bir öğün gibi kabul edilerek tüketilen ve ismi Ca Phe Trun olan bu kahve hazırlanırken ilk olarak yumurta birkaç dakika çırpılır. Ardından köpürmüş yumurtanın üzerine süt reçeli ve filtre kahve ilave edilir. Süt reçeli, Türkiye’de de pek bilinmeyen ancak Ege yöresinde sevilerek tüketilen bir reçeldir. Özellikle Alaçatı ve Çeşme’de yerel halk pazarlarından temin edilebilir.

İçenlere sorulduğunda ise yumurtalı Vietnam kahvesi, krem karameli çağrıştıran bir tada sahiptir.

İspanya

Kahvenin her çeşidinin yer aldığı İspanya’da ise kahve kültürü biraz daha alışık olduğumuz düzeydedir ancak kahvelerin oranlarına göre isim farklılıkları bulunur. Bir bardaktaki süt ve kahve miktarı ismi değiştiren ana sebeptir.

Örneğin, hem kahveniz hem sütünüz eşit miktarda olsun istiyorsanız, siparişinizi alan garsona, “Cafe con leche.” demeniz yeterli olur.

Fransa

İtalya ve İspanya’da kahve siparişi karton bardaklarla alınıp dışarıya çıkılması ile yaygınlık gösterir çünkü kahve dükkanında oturup içmek istediğinizde ekstra servis ücreti kesilir. Fransa ise tam tersini gösterir. Tıpkı Türkiye gibi, Fransızlar kahvelerini güzel bir muhabbetle taçlandırıp içmeyi çok severler. Bu nedenle kahve dükkanları da kahve çeşitleri de çok yaygındır.

Ancak bizden farklı olarak sütlü kahve içimi, Fransızlar için de kahvaltıya hastır. Günün diğer saatlerinde sade kahve içimi daha çok yaygındır. Ülkemizde de popüler olan kruvasan, Fransızların kahve saatlerinde (özellikle sabahları) filtre kahvelerine eşlik etmektedir.

Etiyopya

Kahvenin ilk bulunuş hikayesini hiç duydunuz mu? Rivayete göre bir çoban keçilerini otlatmak için yürümeye başlar ve az ileride keçilerin kırmızı renkli bir meyve yiyip hoplayıp zıpladıklarını fark eder. Kendisi de deneyip enerji dolduğunu anladığında bu meyveleri köyüne götürür ve halk önce çiğ sonra ateşte kavrulmuş bu meyveyi tüketmeye başlar. İşte bu öykü, Etiyopya’nın ta kalbinden gelmektedir.

Kahvenin ilk keşfedildiği yer olan bu ülkede kahvenin içimi de üretimi de çok önemlidir. Ekonominin büyük bir kısmını kahve çekirdeklerinin satışı oluşturur. Özellikle “Arabica” çekirdeği Etiyopya için vazgeçilmezdir.

Ve ilginç bir şekilde, kahve içimleri bizlerin kültürüne çok benzer. Kahve çekirdekleri toz haline gelene dek çekilir ve kaynatıldıktan sonra içilir. Bu içim, Türk kahvesinin içimi ile benzerlik gösterir.

Almanya

Bir diğer dost ülke olan Almanya ise daha çok çalışan ve hızlı servis isteyen bir kahve kültürüne sahiptir. Ancak onlar için özel bir gün vardır: Pazar.

Pazar günlerinin sabah saatleri Almanlar için özeldir. En sevdikleri kahvelerini demleyip, yine sevdikleri kek çeşitleriyle bir araya getirirler ve bunu sevdikleri ile paylaşarak kıymetli saatler geçirirler.

Fas

Otantik bir ülke olan Fas’ta kahve kültürü daha çok baharatlar üzerine kuruludur. Zencefilinden kakulesine, karanfilinden karabiberine kadar eklenerek hazırlanan karışım kahveler halkın favorisidir. Bu denli baharatın bir araya getirilişiyle oluşan kahvenin sert bir içimi olduğunu söylemek mümkündür ancak damak tadı alışan halk için oldukça keyiflidir.

Avusturya

Tatlı yeme ile kahve kültürünü bir arada tutan ülkelerden bir tanesi de Avusturya. Sert içimli tercih ettikleri kahvelerinin yanında tatlı krep benzeri tatlar tercih ederek kahve saatlerini renklendirmeyi çok severler.

Meksika

Geleneksel kahveler deyince en başı çeken ülkelerden bir tanesi de Meksika’dır. Nasıl ki Türk kahvesi bizim kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası ise, Meksika’da pişirilen çömlek kahvesi de Meksika halkının gözdesidir.

Çömlek kahvesi ise özel kil ustalarının becerikli elleriyle kili şekillendirmeleri ile başlar. Bu özel kapların usta elinden çıkmış olması, rivayete göre lezzetini artıran unsurların en başında gelir. Kahvenin içerisinde “preslenmiş esmer şeker” olarak da bilinen piloncillo şekeri yer alır.

Finlandiya

Alışılmadık bir kahve içimine tanıklık etmeye hazır mısınız? Hadi, Finlandiya’ya gidelim. Çünkü Finlandiya, kahveye şurup ya da şeker eklemekle yetinen bir ülke değil. Onlar kahvelerini minicik doğranmış peynirler ile tüketmeyi seviyorlar.

Hazırlanışı ise zahmetli değil: Peyniri küp küp kesip fincanın dibine yerleştirdikten sonra kahve dökülüyor. Ardından içim bittiğinde geride kalan peynir kaşıkla yeniyor.

İrlanda

Kahvenin en harika özelliklerinden bir tanesi çeşit çeşit tatlandırıcı ile yetinmeyerek alkollü içecekler ile de muhteşem bir uyum sağlamasıdır.

Dünya çapında sevilerek tüketilen Irish Coffee, İrlanda’nın insanlara sunduğu en çarpıcı içeceklerden bir tanesidir. Hazırlanışı ise oldukça kolaydır. Tercihen kahvenin içine eklenen İrlanda viskisi, süt kreması ve şeker ile iç ısıtıcı bir kokteyl hazırlamak ve afiyetle tüketmek mümkündür!

Yunanistan

Bizim geleneksel kahvemiz olan Türk kahvesi, Yunanistan’da Yunan kahvesi olarak tüketilir ancak Yunanistan’dan çıkan harikulade bir kahve çeşidi daha mevcuttur: Frappe.

Özellikle sıcak mevsimlerde hem muhabbeti tatlandırmak hem de kendimizi denizin buz gibi sularına bırakmadan önce biraz enerji depolamak için Frappe muhteşem bir tercihtir.

Buz, soğuk süt, granül kahve, şeker ve arzu edilen şurup ile hazırlanarak kolaylıkla tüketilebilir.

Portekiz

Portekiz’e baktığımızda ise yine halkın tatlı ile kahveyi birleştirdiğini görmekteyiz. Galao adı verilen bu geleneksel kahve, Portekizlilerin geleneksel tatlıları ile birlikte tüketilir.

Daha ağır içimli kahve çeşitleri de mevcuttur. Cimbalino ismi verilen bir diğer kahve çeşidi ise tıpkı espresso gibi shot olarak içilir ve sabah kahvaltılarının vazgeçilmezidir.

Brezilya

Bir kahve dükkanında olduğunuzu düşünün. Onlarca farklı çeşitten karar vermeye çalışıyor ve kendiniz için en doğru tadı keşfetmeye çalışıyorsunuz. Karşınıza mutlaka Brezilya kahvesi çıkacaktır! Çünkü Brezilya, tıpkı Etiyopya gibi dünyanın en çok tüketilen kahve çekirdeklerini üreten ülkelerden bir tanesidir.

Her ülkede farklı şekillerde sunulan kahveler bir yana, Brezilya kahve çekirdeklerini önceden kurutması ile meşhurdur. Alışık olduğumuz kahve çekirdekleri önce yıkanır ve sonradan uygun ısıda kurutulur ancak Brezilya kahvesinde tam tersi bir süreç işler.

Amerika Birleşik Devletleri

Hızlı yaşam ve Amerika Birleşik Devletleri birbirinden ayrılmayan bir bütündür. Hal böyle olunca, Amerika’da da hızlı bir kahve tüketiminin olduğunu söylemek mümkündür. Öyle ki, dünyanın en büyük kahve dükkanı zincirleri Amerika’da kurulmuştur.

Elbette yalnızca bu markaların dünyaya açılması ile ünlü değildir Amerika. Kahve içmeye oturup şöyle bir menüye göz attığınızda gözünüze mutlaka Americano kahvesi çarpmıştır. Bu kahve çeşidinin, ilginç de bir hikayesi bulunur.

Birinci Dünya Savaşı sırasında İtalya’ya gelen Amerikalı askerler filtre kahve ve espresso çeşitlerini denemek isterler. Fakat tatlarının oldukça sert gelmesi ile bir çözüm ararlar. İşte Americano, espresso kahvenin su ile inceltilerek hazırlanmış bir çeşididir. Daha hafif bir içim arayan Amerikalı askerler bunu ülkelerine taşır ve Americano tüm dünyaya bu şekilde yayılır.

Ayrıca, evde yapımı en kolay olan kahve çeşitlerinden bir tanesidir!

Türkiye

Gelelim nadide ülkemize… Şu an afiyetle tükettiğimiz ve günün her saatinde içebileceğimiz Türk kahvesinin bugünlere gelişi uzun ve zorlu bir süreçle mümkün oldu.

Osmanlı Devleti, Arap Yarımadasını fethettikten sonra Anadolu topraklarına ilk kez adım atan kahve çeşitli imtihanlardan geçti. O dönemlerin İstanbul’unu bir düşünelim… Yeni yeni açılan kahve dükkanları, halkın bir anda gözdesi haline gelmişti. Hem muhabbet hem keyifli saatler için bu dükkanlar tıklım tıklım doluydu. Ancak devlet bunu bir problem olarak algıladı çünkü halk bu defa ibadetlerini ihmal etmeye başlamıştı. Uzun saatler boyunca kahvehanelerde vakit geçirildiğinden namaz vakitleri geçirildi.

Kahve içiminin caiz olup olmadığı tartışıldı. Hatta kimileri içeriğinde uyuşturucu olup olmadığını bile sorguladı ve en sonunda, meşhur hareme kadar ulaştı.

Türk kahvesinin acı oluşundan dolayı yanına bir adet lokum eklenmesi ise çok kısa sürdü. Acı ve tatlıyı bir araya getiren Türk kahvesinin bir de telve falı ile anılması işte bu yıllarda başladı. Rivayete göre, Osmanlı hareminde dedikodu yapamayan genç kızlar, çareyi telveleri yorumlayıp iğnelemelerini ve içlerinden geçenleri, telvede gördüklerini iddia ederek anlatmakta buldular ve bu efsanevi Türk kahvesi falının da öncüsü oldu.

Saray mutfaklarından günümüze, Türk kahvesi daima sadık bir dost gibi halkın yanında kaldı. Öyle ki, “kahvaltı” kelimesinin “kahve altı” cümlesinden evirildiği de söylenmektedir. Kahve o kadar önemliydi ki, kahvaltı bir an önce kahve içmek için yapılırdı ve kahvenin altlığı olurdu.

Şimdi ise bayramlardan kız isteme seremonilerine, dertleşmeden muhabbetine Türk kahvesi hayatın çok büyük bir parçası olmaya devam ediyor.

Kız isteme demişken… Türk kahvesinin şart olduğu bu geleneksel günün aslında düşünüldüğü gibi olmadığını biliyor muydunuz? Müstakbel gelin, misafirlere ve ailesine kahve pişirir ve damadın kahvesine bir tutam tuz atar. Derler ki damat kahveyi sonuna kadar içerse bu, gelinine daima sabırlı davranacağının göstergesidir. Ancak yanlış bilinen bu gerçeğin aslı öyle değildir.

Osmanlı zamanında gelin ve damadın evlilikten önce buluşup görüşebilmeleri adetlere göre pek yaygın değildi. Üstelik görücü usulü evlenme de yaygındı. Bu sebepten görücü usulü olarak istenmeye gelindiğinde, gelin tuzlu Türk kahvesini damatta gönlünün olmadığını anlatabilmek için yapardı. Durumu anlayan damat ailesine durumu açıklar ve mutsuz bir evliliğin eşiğinden bu şekilde dönülmüş olurdu.

Hikayeleri, efsaneleri, kusursuz kokusu ve tadıyla 2013 yılında UNESCO, İnsanlığın Somut Olmayan Mirasları listesinde başarılı bir giriş yapan ve tüm dünyada Türk ismiyle anılan bu güzel kahvemiz, sunumu ve hazırlanışı ile tüm dünya kahvelerinden apayrı bir yere sahiptir.